Bu yazıyı okuyorsanız muhtemelen siz de bir internet sosyalisiniz. Kavram biraz abidik gelmiş olabilir fakat gerçek bu. Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre kriz sırasında internet kullanıcıları dışarıda para harcayarak sosyalleşmek yerine, internet başında oturmayı tercih etmişler. Elbette çok mantıklı, oturduğunuz yerden, facebook, myspace, twitter, friendfeed, messenger vs. demeden herkesle iletişim halinde olabiliyorsunuz ve elinizde çayınızla, kahvenizle uzun sohbetler edebiliyorsunuz.
Fakat işin esası bunun olumsuz etkileri de var. Çünkü gün geçtikçe gerçek şeylere ayırdığımız vakit azalıyor. Artık pornografi, sanat, bilim, haber iki tık ötemizdeyken, gerçek arkadaşlık sanal arkadaşlıkla birlikte hayata gözlerini yumuyor. Biliyorum bu yazı biraz klişeleşiyor, peki şu forumdaki ankete verilen cevaplara bir baksanız;
http://forums.qj.net/general-off-topic/139997-survey-about-internet-socialization.html
Bazılarının gerçek arkadaş sayısı 4. Evet yanlış okumadınız, sadece 4 arkadaşı var. Duydunuz mu bilmiyorum; Facebook gibi sitelere Social Networking Site diyorlar. Ve bu siteler üzerinden yapılan müzik, oyun, video paylaşımlarının neredeyse tamamı satınalma alışkanlıklarımızı, sevdiğimiz müzikleri ve kitapları değiştiriyor, ya da onların arasına yenilerini ekliyor. Kötü bir şey değil elbette fakat bunun da popüler bir alt kültür olduğunun farkında olmak gerektiğini düşünüyorum. Kimi araştırma dergilerinde bu popüler alt kültürün pazarlama, reklam ve satış için ne kadar önemli olduğu sık sık dile getirilse de, friendfeed gibi sosyal alanlar birer kamusal alan niteliğinde işliyorlar. Yani kapitalizmin pazarlaştırdığı bu alanlar aynı zamanda sosyal liberal kültürün kavramsallaştırdığı bir alana ev sahipliği yapıyor.
Türkiye'de ha bire getirilen erişim yasaklarının da arkasında bu var. Bazılarımız internette bazı sitelere erişimin yasaklanmasını çağ dışılıkla açıklasa da, ben tersine bunun iyi bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Çünkü devlet kendini internet konusunda ciddiye almak zorunda hissediyor. Onları tek tek mahkeme kararlarıyla yasaklasa da, milyonlarca Türk kullanıcı bu yasakları keyifsiz olsa da atlatmasını biliyor.
Diğer yandan bu kamusal alanlar üzerinde gerçekleşen tartışmaların bayatlığı, sanallığı ve bazen hiçbir sonuca ulaşmadan kapanıp gitmesi de rahatsız edici. Fakat pek çok siyasi oluşumun gerçekleştirdikleri tepkiselliği "internet sosyalliği" üzerinden sağladıkları muhakkak. Bu açıdan iran'da yaşanan protestoların internet vasıtasıyla planlandıklarını biliyoruz. Yani internet üzerinden politize olmak da yavaş yavaş hayatımıza giriyor.
Biraz bu kavram üzerinde düşünmeye ihtiyacım var, sanki internet hayatımıza çok hızlı girdi değil mi?